Güvercinler İçin Vitaminler -1 26 Şubat 2025, 02:48

Güvercinler İçin Vitaminler ve Bilinçli Kullanılmaları
Genel Bilgiler
Canlı organizmalarda yaşamsal etkinliklerin (büyüme, üreme, performans, bağışıklık gibi) normal ölçülerde şekillenebilmesi ve sağlıklı durumun sürdürülebilmesi için gerekli olan organik maddelerdir. İnsan dahil, bütün hayvan türleri biyolojik yönden etkin olan bu maddelerin hepsinin yeterli ölçülerde organizmalarında sentezleyemezler. Bu nedenle de, vitaminlerin çok düşük miktarlar halinde besinler içerisinde alınması veya doğal değerlerine yakın ölçülerde günlük yem karışımlarına katılması gerekir. Besinlerin dört ana bileşeni olan proteinler, yağlar, karbondihratlar ve tuzlar saf olarak alındıklarında, yeterli ölçülerde hayvansal organizmaya girseler bile, sağlıklı durumun uzun süre sürdürülmesini sağlayamazlar. Bunlarla birlikte, vitaminlerin ve hatta kobalt, demir, iyot, flor, çinko, bakır, magnezyum, manganez, molibden, vanadyum, silisyum ve selenyum gibi esansiyel minerallerin de alınması gerekir. Deney hayvanlarını vitaminlerden yoksun diyetlerle beslemek suretiyle bu maddelerin eksikliğine yada yetersizliğine bağlı patolojik bozukluklar veya sendromlar belirlenmiştir. Bu yöndeki çalışmalar sonucunda ortaya çıkan genel görüşe göre, bireysel olarak bütün vitamin çeşitleri ayrı ayrı görev yaparlar ve aynı nitelikteki görevleri diğer bir madde tarafından yapılamaz. Eğer günlük yem karışımlarında bulunması gerekli olan vitaminlerden biri veya bir kaçı eksik olursa veya uygun yoğunluk ve formülasyonlarda katılmazsa büyümenin gerilemesi, verim düşüklüğü, üreme performansının azalması ve benzeri belirtilerle kendini gösteren bir dizi bozukluk şekillenir. Bu nedenle güvercinler gibi hızlı metabolizması olan kanatlıların sağlıklı durumunun korunması ve yüksek verime yönelik hayvancılıkta vitamin kullanılması başlıca seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Vitaminlerin hayvan organizmasında gerçekleşen metabolik olaylardaki başlıca önemleri, koenzimlerin ve kofaktörlerin bir bölümünü oluşturmalarından kaynaklanır.
Kaynakları ve Sentez Olanakları:
Vitaminlerin çoğunluğu bitkisel besinlerde doğal olarak bulunurlar. Bazı vitaminler ise hayvan vücudunda sentezlenirler ve kısmen bu şekilde, kısmen de besinlerle sağlanırlar. Bunun örnekleri vücutta 7-dehidrokolesterolden sentezlenen vitamin D3, triptofan amino asidinden sentezlenen niasin, ruminantların (geviş getiren) sindirim kanalında bakteriyel etkinlikle sentezlenen B kompleks vitaminleri, bazı hayvanların kalın bağırsaklarında aynı yollarla sentezlenen K vitaminleridir. Birçok memeli hayvan türünde karbonhidrat metabolizmasının bir ara ürünü olarak askorbik asit (C vitamini) sentezlenir. Bu niteliğe sahip memeliler için askorbik asit vitamin sayılmaz. Oysa, insan, maymun ve kobayların vücutlarında C vitamini sentezlenemez; sadece besinlerden sağlanır. B1 vitamini hariç suda çözünen vitaminler genellikle bitkisel kökenli besinler içinde bulunurlar. Yağda çözünen A ve D vitaminleri, hayvan vücudunun bazı dokusal kesimlerinde biriktiğinden böylece hayvansal ürünlere geçtiğinden et, karaciğer, yumurta, balıkyağı, süt gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunurlar.
Hayvan beslenmesinde kullanılan bütün vitaminler endüstride kimyasal ve mikrobiyolojik yollarla üretilirler. Böylece elde edilen vitaminlerin hemen hepsi de akraba doğal vitaminlerin aynısı olduğu gibi, aynı biyolojik etkileri meydana getirirler. Sadece etki nitelikleri yönünden ayrım gösterebilirler. Sentez ve mikrobiyolojik yolla elde edilen vitamin çeşitleri daha uygun doz ve karışım şekilleri altında hazırlandıkları için toplu besleme ve sağaltım seçeneklerinde doğal olanlardan daha da etkili olabilirler. Kaldı ki, bazı vitaminler, mum veya jelatin içerisinde yayma, bulundukları ortamlara antioksidanların katılması gibi özel koruyucu önlemlerle çevresel ve depolama koşullarının dayanıklılıkları arttırılmış, istenildiği zamanda farklı amaçlarla kullanılabilir hale getirilmişlerdir.
Bazı karotinoid pigmentleri su canlıları ve kanatlı yaşamı için zorunludur. Özellikle üreme performansı yönünden taşıdıkları önem inkar edilemez. Bir A vitamini kaynağı olan beta karoten evcil hayvanlardaki yaşamsal etkinlikler ve üreme olayları için aynı derecede önem taşır. Beta karoten ve steroller gibi bazı ön maddeler besinlerle birlikte alındıktan sonra organizmada bazı değişikliklere uğradıktan sonra özgün vitaminlere çevrilerek kullanılırlar. Böyle maddelere provitaminler adı verilir. Bu duruma göre, bazı vitaminlerin besinlerde doğal olarak bulunan ya da vücutta metabolik değişikliklerle şekillenen veya kimyasal sentezle hazırlanan çeşitli şekilleri vardır. Aynı vitaminin anılan çeşitli şekillerine onun vitamerleri adı verilir. Örneğin, D vitamini D2, D3 ve K vitamininin de çok daha fazla sayıda vitameri vardır. O halde, bazı vitaminler için bir tek vitamin çeşidinden değil vitaminlerden söz edilebilir. Bu durumdaki vitaminlerin çoğunluğu yağda çözünebilen niteliktedirler.
İnsan ve hayvanlar yaşamsal etkinlikleri için gerekli olan vitaminleri başlıca 4 çeşit genel yoldan sağlarlar. Bunlardan en önemli ve en yaygın olanı besinlerdir. Besin maddeleri çeşitlerine, bileşimlerine, yetişme ve hazırlanma koşullarına, büyüme, depolama ve hazırlama tekniklerine göre değişen yoğunluklarda ve çeşitlilikte vitamin içerirler. İkinci önemli kaynak insan ve hayvanların sindirim sisteminde gerçekleşen bakteriyel sentez yoludur. Bazı vitamin çeşitleri de bazı türden hayvanların çeşitli dokularında sentezlenir. Belirtilen yollarla sentezlenen vitaminlerin dış kaynaklardan sağlanması gerekmez. Çünkü, böyle durumlarda, söz konusu bileşikler, vitamin olarak sahip oldukları kritik önemlerini yitirirler.
Dış Etkiler Karşı Dayanıklılıkları:
Güneş ışığı, ısısal işlemler, demir gibi bazı metaller ve oksijenin varlığında bir çok doğal pigmentin boyayan nitelikleri kaybolur. Örneğin, mısır ve yeşil bitkilerin içeriğinde bulunan karotenoidler, kanatlı yemleri için önemli bir vitamin kaynağı oluştururlar. Güneş ışığı ve oksidasyon gibi dış etkilere bağlı olarak vitamin değerlerinin azalması durumunda, özellikle yumurta tavuklarında, hızla vitamin eksikliği baş gösterir. Böyle durumlarda karakteristik pigment rengi yumurtaya geçmez. Yumurtaların rengi açılarak aromaları bozulur. Böylece, iştahsızlık sarısı denilen bir durum ortaya çıkar. Bu nedenle, bazı karotenoid pigmentlerinin kaçınılmaz şekilde yem katkısı olarak günlük rasyonlara (yem karışımları) katılması gerekir.
Besinlerdeki yağda çözünen vitaminler ısı, hava ve ışıktan etkilenmezler. Oysa, arı halde bulunan beta-karoten (provitamin A), E ve K vitaminleri çevresel koşullarla kolaylıkla parçalanırlar. Tiamin, folik asit, pantotenik asit ve özellikle askorbik asit gibi suda çözünen vitaminler, besin maddelerinin kaynatma, fırınlama gibi ısısal işlemler sırasında kısmen veya tamamen parçalanırlar. Riboflavin ve folik asit ultraviyole ışığına duyarlıdır. Askorbik asit beklemekle çabucak oksitlenir ve etkinliğini kaybeder. Hava ve ışık etkisiyle bozulabilen vitaminleri içeren yem hammaddelerinin hiç değilse kolayca parçalanabilen ve sık beslenme değişikliklerine yol açabilen vitaminlerce zenginleştirilmesi öngörülür.
Geleneksel ilkelere göre hazırlanan yem rasyonları protein, karbonhidrat ve yağ gibi temel besinleri karşılamalarına karşın, depolama ve koruma süresi uzadıkça içerdikleri vitaminler, mineraller ve benzeri etkin öğeler yönünden giderek fakirleşirler ve rasyon dengesi bozulur. Bu çeşitten yemlerin ne denli vitamin kaybına uğradığına ilişkin bir fikir verebilmek amacıyla kuru otun biçilmesi, kurutulması ve depolanması aşamalarında karoten yönünden uğradığı kayıplar aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Karoten Miktarı Oranı
Taze Ot 213 mg/kg % 100
Taze Kurutulmuş Ot 29 mg/kg % 14
13 hafta süreyle depolanmış kuru ot 14 mg/kg % 7
28 hafta süreyle depolanmış kuru ot 4 mg/kg % 2
Yukarıda belirtilen nedenlerle geleneksel yöntemlerle beslenen hayvanlar kış boyunca ve özellikle de ilkbahara doğru vitamin eksikliği riskiyle yüz yüze kalırlar. Uzun süre vitamin içeriği yönünden yetersiz yemlerle beslenmeleri sonucu hayvanlar giderek çok yönlü verim kaybına uğrarlar. Hastalıklara dirençleri azalarak hastalanma ve ölüm oranı artar. Belirtilen açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, yüksek verime yönelik hayvan beslemesi sadece temel besin maddeleri yönünden zengin rasyonların verilmesiyle gerçekleştirilemeyip, rasyonun dengeli miktarda mineral tuzları, oligo elementler ve vitaminleri de içermesi zorunludur.
Hayvan Beslemede Vitaminlerin Önemi:
Günümüzde yüksek verimliliğin sağlanabilmesi amacıyla; kalıtsal yönden daha üstün tür ve ırkların yetiştirilmesi, daha iyi bakım ve hijyen koşullarının sağlanması, parazitler ve salgın hastalıklara karşı koruyucu ve sağaltıcı hekimlik hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve evcil hayvanlarda bireysel verimliliğin arttırılmasına yönelik, büyümeyi hızlandırıcı eşemsel etkinlikleri düzenleyici ve arttırıcı, süt ve yumurta verimini çoğaltıcı her çeşit yaşamsal etkinlikleri en uygun koşullarda düzenleyici çeşitli kimyasal maddelerin geliştirilmesi, bolca üretilmesi ve hayvancılık sektörlerinde yaygın bir biçimde kullanılması seçeneklerine başvurulmaktadır.
Yüksek verimliliğin sağlanmasında hiç kuşkusuz özel ve seçkin vitaminlerin kullanılması, bunların yüksek kaliteli ve ekonomik yem karışımlarıyla uygun kombinasyonlar halinde bir araya getirilmelerinin payı büyüktür. Günlük hayvan ihtiyacını karşılayan birkaç miligram ve hatta mikrogram miktarındaki vitaminlerin varlığı günlük besinlerin optimum düzeyde değerlendirilmesine ve düzenlenmesine olanak sağlar. Yeterli ölçülerde vitamin desteğinin sağlanması halinde, büyüme düzensizliklerini, gelişme hatalarını, eşemsel yetersizlikleri, verim azlığını ve hastalık olasılıklarını en az düzeye indirirler. Diğer bir anlatımla, modern yetiştiriciliğin başlıca garanti seçeneğini oluştururlar. Üstelik belirtilen amaçlar için öngörülen vitamin masrafı aynı gelir çeşidi ve sağaltım seçeneklerinin gerektirdiği diğer girdilerden çok daha ucuza gelir. Kaldı ki, bu tür vitaminler katkı maddesi olarak kullanıldıkları sürece, her çeşit hayvansal verim optimum düzeyde artacağından belirtilen masraf giderleri hemen hiç ölçüsünde kalır.
Evcil Hayvanlarda Vitamin İhtiyacını Etkileyen Etmenler:
Evcil hayvanların günlük vitamin ihtiyaçları çeşitli faktörlere göre önemli derecede farklılık gösterebilir. Yağda çözünen vitaminler genellikle vücutta depo edildikleri için belli bir süre yetersiz düzeylerde alınmaları koşuluyla, ciddi bir vitamin eksikliği belirtileriyle karşılaşılmaz. Suda çözünen vitaminler genellikle bu özelliğe sahip olmadıklarından ya günlük ihtiyaçları karşılayabilecek miktarda ve düzenli olarak rasyonlarda alınmaları ya da hayvanların sindirim kanalında bakteriyel ve dokularında kimyasal etkinliklerde yeterli ölçülerde sentezlenmeleri gerekir.
Yüksek performans ve sağlıklı halin sürdürülmesi için gerekli vitamin ihtiyacının belirlenmesi için, deney hayvanlarının yaş ve türlerine göre bazı yaşamsal etkinlikler ölçüt olarak değerlendirilir. Belirtilen ölçütler kapsamında olmak üzere, büyüme hızı, besin çevirme etkinliği, denenen vitaminin kan düzeyi, eşemsel ve üreme etkinlikleri, kandaki bazı enzimlerin düzeyi ve nihayet gece körlüğü, kemik külü oranının azalması ve yaşam süresinin kısalması gibi vitamin eksikliği belirtilerini önleyici etkinlikleri dikkate alınır.
Hayvan türlerinin vitamin çeşitleri, günlük ihtiyaçları ya her bir birim yiyecek maddesine denk gelen ya da hayvanın kilogram canlı ağırlığına düşen ünite veya mikrogram cinslerinden vitamin miktarları olarak ifade edilir. Havyan türlerinde vitamin ihtiyaçlarını değiştiren başlıca etmenleri aşağıdaki maddeler halinde toplamak olanaklıdır.
Tür:
Evcil hayvanlar arasındaki tür farklılığı vitamine olan nicel ihtiyaçta önemli ayrımlar yaratır. Glukozdan askorbik asit sentezine aracılık eden enzimlerin varlığı veya yokluğu, türün bu vitamine olan bağımlılığını önemli derecede etkiler. Bütün evcil hayvanlar dokularında C vitamini sentezleyebilirler; dolayısıyla, besinsel kaynaklı C vitaminine ihtiyaç duymazlar. Bazı koşullarda D vitamini, kolin ve hatta inositol de dokularda sentezlenebilir. Bununla beraber, son grupta toplanan vitaminlerin dokusal sentezi evcil hayvanların günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz. Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan bütün vitamin çeşitleri hiçbir evcil hayvan türünün dokularında sentezlenemez. Bu yüzden de, hepsinin dış kaynaklardan sağlanması gerekir.
Kanatlıların sindirim kanalında sentezlenen vitamin çeşitleri, kullanılabilir vitamin ihtiyacına çok sınırlı bir kaynak oluşturur. Çünkü sentezlenmeleri, sindirim kanalının bölümlerine besin içeriğinin geçiş hızına ve sindirim sisteminin boyutlarına göre önemli derecede değişebilir. Ayrıca, kanatlı hayvanlar rasyondaki vitamin yetersizliğine karşı aşırı ölçüde duyarlıdırlar. Dolayısıyla, rasyonlarının günlük ihtiyaçları karşılayabilecek ölçüde B kompleks vitaminleriyle desteklenmesi gerekir.
Hayvan türlerinin A vitaminine olan ihtiyaçları karoten ve diğer karotenoidleri A vitaminine çevirme etkinliklerine bağlıdır. Kanatlı hayvanlar güneş ışığından yoksun ortamlarda rasyonlarıyla birlikte D vitaminine ve bunun uygun ölçülerde değerlendirilebilmesi için de uygun yoğunluk ve oranlarda kalsiyum ve fosfora gerek duyarlar.
Yaş ve Fizyolojik Durum:
Bir tür içerisinde yaş farklılıkları ve fizyolojik durum, vitaminlere karşı olan nicel gereksinimi önemli derecede değiştirebilir. Hayvan başına günlük ihtiyaç söz konusu olduğunda, ileri gelişme aşamasında olan hayvanların vitamin ihtiyacı oldukça artar. Eğer günlük rasyonun her birimine düşecek vitamin yoğunluğu yönünden vitamin ihtiyacı dikkate alınırsa, büyümenin ilk aşamasında olan hayvanlarda yemlerle birlikte alınan vitamin ihtiyacı en yüksek boyutlara ulaşır. Hayvan ergenlik dönemine yaklaştıkça ılımlı bir şekilde vitamin ihtiyacı da azalır. Normal fizyolojik durumun sürdürülebilmesi için yemlerle birlikte alınan vitamin yoğunluğu en az düzeye iner. Üreme ve gelişmenin başlangıcında yem birimleri içerisinde alınan vitamin ihtiyacı çarpıcı bir biçimde artar.
Rasyonun Bileşimi:
Evcil hayvanlara verilen günlük rasyonların bileşimi bazı vitamin çeşitlerine karşı olan nicel ihtiyacı önemli derecede arttırabilir. Bazı vitaminlerin işlevsel etkinliği yine bazı besin çeşitlerinin metabolizmasıyla yakından ilişkilidir. Bu tür temel besinsel öğelerin rasyondaki yoğunluklarının değişmesine koşut bir şekilde vitamin ihtiyaçları da değişir. (Örneğin, Tiamin ve karbonhidratlar)
Günlük rasyonda bulunan kalsiyum ve fosfor düzeyleri D vitamini ihtiyacını etkiler. Her birim rasyondaki kalsiyum ve fosfor düzeyinin artışına paralel bir şekilde D vitamini ihtiyacı da artar. Rasyonda bulunan kalsiyum/fosfor oranı 1-1,5/1'de kaldığı sürece D vitamini ihtiyacı da en düşük düzeyde kalır. Kalsiyum ve fosfor oranı belirtilen limitin üstüne çıktığında veya altında kaldığında, optimal kalsiyumun fosfora oranı büyük olduğunda ve bu değer değişimler gösterdiğinde, D vitamini ihtiyacı daha da artar.
Rasyonda bulunan çoğul doymamış yağ asitleri içeriği tokoferol ihtiyacı üzerinde etkili olur. Metabolik olaylarda tokoferol, dokusal düzeyde doymamış yağ asitlerinin kontrolsüz oksidasyonunun önlenmesinde yardımcı antioksidan madde olarak kullanılmaktadır. Rasyonda belirtilen tokoferole olan gereksinim de kaçınılmaz bir şekilde artar.
Besinsel Öğeler Arasında Etkileşme:
Bir çok vitamin, diğer vitamin çeşitleri ve besinsel öğelerle etkileşime girebilir. Böyle maddelerin rasyona katılan oran ve düzeylerinin değişmesi de vitamin ihtiyacı üzerinde etkili olur. Hızla büyüyen genç hayvanların rasyondaki koline olan ihtiyaçları B12 vitamini ve folik asidin ihtiyaç sınırından daha fazla olur. Belirtilen vitamin çeşitleri organizmada metil sentezine karışırlar ve kolin sentezi içinde metil grupları temel maddeyi oluşturur. Aynı şekilde, rasyondaki metiyonin düzeyi de kolin ihtiyacı üzerinde etkili olur. Vitamin ihtiyacı bakımından niasin-triptofan arasındaki ilişki, rasyona katılan besinsel öğeler arasındaki karşılıklı etkileşmeye tipik bir örnek oluşturur. Triptofan içeriğince zengin olan bir diyet, evcil hayvanlarda niasine olan ihtiyacı belirgin derecede azaltır. Tersine olarak, protein bakımından fakir rasyonla veya mısır gibi az triptofan içeren rasyonla beslenen hayvanların niasin ihtiyacı artar. Çünkü, bu vitamin hayvansal dokularda diğer amino asitlerden sentezlenebilir. Aynı şekilde, tokofelolle selenyum arasında da benzeri bir ilişki vardır. Çünkü selenyum, tokoferolün bazı görevlerini etkili biçimde yüklenebilir. Doymamış yağ içeriğince zengin rasyonlarla beslenen hayvanlarda K vitamini eksikliği olabilir.
Isı ve Diğer Çevresel Faktörler:
Çevresel ısı ve rutubet evcil hayvanların günlük vitamin ihtiyaçlarını etkiler. Genellikle çevre ısısı arttıkça besin tüketimi ılımlı bir şekilde azalacağı için, birim rasyon için gerekli olan vitamin ihtiyacı da azalır. Gerek güneş ışığı ve gerekse özel bir lamba aracılığıyla yeterli dozda ultraviole ışığına maruz kalan hayvanlar besinsel kaynaklı D vitaminine ihtiyaç duymazlar. Olumsuz iklim koşulları çevredeki besin çeşitlerinin kısıtlı olmasına yol açarak, besinlerle alınan vitamin miktarını azaltmaları yanında, beslenme dengesini de bozabilirler ve böylece vitamin gereksinimlerini değiştirebilirler.
Doğal Antivitamin Etkili Maddeler:
Mikroorganizmalar, bitkiler ve bazı hayvanlar tarafından meydana getirilen bir dizi kimyasal madde, vitamin etkilerini yok edici olarak davranır. Çürümüş tatlı yoncadan izole edilen dikumarol bunun en tipik örneğini oluşturur. Bu madde karaciğerde K vitamininin normal işlevini bozar ve kan proteinlerinin düzeyini düşürür. Dikumarolun bu antivitamin K etkisi, rasyona katılan K vitamini düzeyini arttırmak suretiyle ortadan kaldırılabilir.
Yapısal yönden piridoksine çok benzeyen bir madde içeren keten tohumu, yeterli ölçüde tüketilmesi halinde, bu vitamini etkisizleştirir. Bu nedenle, keten tohumu unu katılarak hazırlanmış rasyonlarla beslenen piliçlerde belirgin derecede büyümenin gerilemesi ile kendini gösteren olumsuz etkiye yol açar. Çünkü, böyle bir etkileşimle gerek rasyona katılan ve gerekse kanatlı vücudunda bulunan B6 vitamininin etkisi yok edilmektedir. Böyle durumlarda rasyona katılan B6 vitamininin yoğunluğunun daha da arttırılması gereklidir. Aynı şekilde, benzer etkileri olan ilaçlar da bu vitamine olan ihtiyacı arttırırlar.
Ham yumurta albümini içeren rasyonlar, normal koşullarda besinsel kaynaklı biotine ihtiyaç duymayan hayvan türlerinin hepsinde bu vitaminin eksikliğine yol açar. Çünkü yumurta albümini sindirim kanalında biotinle bağlanan ve onun emilmesini engelleyen avidin adlı bir maddeyi içerir. Isısal işlem uygulanmamış yumurta albümininde avidin inaktive olduğundan biotinin normal emilmesini engellemez.
İlaçlar ve Diğer Kimyasal Bileşikler:
Bazı bakteriyel enfeksiyonların kontrolü ve sağaltımı amacıyla hayvanlara ağızdan verilen sülfonamidler ve sülfonamidli yem katkı maddeleri evcil hayvanlarda folik asit ihtiyacını arttırır. Çünkü, bakterilerde para-amino benzoik asit kullanımını engellemek suretiyle etkileyen bu gruptan ilaçlar, folik asit molekülünün bir parçasını oluşturan, aynı maddenin konakçı organizması tarafından da kullanılmasını olumsuz yönde etkileyebilir.
Sülfonamidler, sindirim sisteminde, B kompleks vitaminlerinin sentezine katılan mikrofloradaki dengeyi olumsuz şekilde değiştirmek ve daha az vitamin sentezine yol açmak suretiyle, B kompleks vitaminleri ihtiyaını arttırırlar.
Ağız yoluyla sağaltıcı dozlarda verilen penisilinler ve tetrasiklinler gibi antibiyotikler de gerek yukarıda açıklandığı gibi vitamin sentezine katılan bakteriyel florayı bozmak ve gerekse henüz açıklanamayan nedenlerle hayvanların vitamin ihtiyaçlarını arttırabilirler. Oysa, büyüme hızlandırıcı olarak düşük yoğunluklarda sürekli olarak verilen antibiyotik çeşitleri, bazı B kompleks vitaminlerine karşı günlük ihtiyacı azaltırlar. Bu yöndeki olumlu etkisinin, yararlı mikroorganizmalar yönünden değişikliğe yol açmasından kaynaklandığı şeklinde değerlendirilmektedir.
İstek dışı yollarla kirletici olarak hayvan yemlerine karışan ya da ortamda bulunması sonucu besinlere yansıyan bazı maddeler de hayvanların vitamin ihtiyaçlarını arttırırlar.
Yüksek yoğunluklarda nitrat içeren tahıllar, sürekli tüketme durumunda olan hayvanlarda karoten ve A vitamininin sindirim sisteminde oksidasyonuna sebep olmak, bu sistemden emilmesini azaltmak ve karaciğerdeki A vitamini deposunu hızla tüketmek suretiyle evcil hayvanların günlük A vitamini ihtiyaçlarını arttırırlar.
Diğer Faktörler:
Hayvan türleri ve ırkları arasındaki genetik faktörler, hastalık ve stres halleri da vitamin ihtiyaçları üzerinde etkili olabilir. Genetik mutasyon gösteren bazı hayvan populasyonları bazı vitaminlere karşı daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bazı beyaz legorn yumurta tavuklarının damızlık yumurtalarında embriyo şekillenebilmesi ya da yumurtadan civciv çıkma oranının artabilmesi için daha fazla riboflavine ihtiyaç duyarlar.
Hastalanmış hayvanlar genellikle fazla vitamin kullanırlar. Sindirim sistemi hastalıklarında ve bu sistemin bazı patolojik durumlarında bazı vitaminlerin emilmesi oldukça azalır. Karaciğerde bulunan vitamin deposu azalır veya tümüyle tükenir. Ağır ve uzunca süren hafif ateşli hastalıklar, travma, hipertrodizm ve ağır doku harabiyetiyle kendini gösteren metabolik hastalıklarda, kaçınılmaz şekilde vitamin ihtiyacı artar.
Kümes alanların en iyi şekilde değerlendirilmesi, yapay aydınlatma, havalandırma, aşılama ve hijyenik önlemler güvercin yetiştiriciliğinin vazgeçilmez öğeleridir. Ancak, belirtilen uygulamalar aynı zamanda hayvanlarda huzursuzluk ve zaman zaman korkuya yol açan etkenler niteliğindedir. Aynı sürüdeki hayvanlar arasındaki cüsse ve uyum farklılıkları daha fazla yem yiyebilmek, su içebilmek ve üstünlük sağlayabilmek amacıyla süregelen kavgalar da ilk gruptakilere eklenince stres etkisi kaçınılmaz olmaktadır. Belirtilen hayvanlar göz önünde tutularak hayvanların vitamin ihtiyaçlarını optimum düzeyde karşılanmak suretiyle, söz konusu streslerin yaratabileceği olumsuz etkiler olanak ölçüsünde azaltılabilir.
Evcil Hayvanlar Yönünden Önem Taşıyan Başlıca Vitaminler:
Bugün için evcil hayvanlarda yaşamsal etkinliklerin sürdürülmesi ve sağlıklı hallerinin korunabilmesinde etkili olan 13 çeşit vitamin bulunduğu kabul edilir. 13 çeşit vitamin dışında kalan bazı maddelerin vitamin nitelikleri kanıtlanmıştır. Vitaminler grubuna dahil olan bu tür maddeler orotik asit (B13), inositol, lipoik asit veya tioktik asit, rutin (P), ksantopterin (B14), ubikinon (Koenzim Q1), karnitin (T1), pangamik asit (B15) maddelerini kapsar. Bağımsız vitamin niteliklerine sahip olan başka bileşikler de vitamin olarak önerilmiş olmakla beraber, bu yöndeki görüşler henüz kesinlik kazanmamıştır. Vitaminleri sınıflandırabilmek bakımından, yağda çözünen vitaminler ve suda çözünen vitaminler olarak iki sınıfa ayırmak bir kural haline gelmiştir. Yağda çözünenler, A, D, E ve K vitaminlerini ve suda çözünen vitaminleri de B kompleks ve C vitaminleri ile vitamin olarak ileri sürülen kolin ve inositolu kapsar.
Vitaminlerin alfabetik harflere göre adlandırılmasının tarihsel bir değeri vardır. İlk zamanlar, kronolojik bulunuş sıralarına göre böyle bir adlandırma yöntemine başvurulmuştur. Günümüzde vitaminlerin diğer ilaçlar gibi, genellikle kimyasal yapılarına dayanan genel adlarıyla belirlenmeleri tercih edilmektedir.
Vitamin İhtiyacının Değerlendirilmesi:
Bütün hayvan türleri, çeşitli etmenlerin ve streslerin etkisi altındadır. Buna koşut olarak, canlı yapıda süregelen metabolik etkinliklerde belli sınırlar içerisinde sürekli değişim halindedir. Ayrıca, aynı türden hayvan popülasyonları arasında bile vitaminlere karşı dayanıklılık yönünden ayrımlar vardır. Belirtilen duruma bağlı olarak her türde ve bireysel düzeydeki vitamin ihtiyacında sürekli dalgalanmalar olabilir. Belirtilen hususlar göz önünde tutulduğunda, ayrı ayrı hayvan türleri için belli rakamlarla sınırlanan kesin bir ihtiyaç düzeyinin belirlenmesi hemen hemen olanaksızdır. Ancak, belirli koşullar altında geçerli olabilen ampirik (deney ve gözleme dayalı) değerler saptanabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan geniş boyutlu deneylerle ölçülen değerler bile sadece o denemenin yapıldığı koşullar çerçevesinde geçerli olabilir. Deney kapsamını ve düzenini belirleyen ölçütler sonucun yorumunu önemli derecede etkiler. Belirlenen vitamin ihtiyaının ağır koşullarda beslenen hayvanlara mı, yoksa verim sağlayan hayvanlara veya fizik gücünden yararlanılan hayvanlara mı ait olduğu hususları, ihtiyacın belirlenmesinde önemli ölçütlerdir.
Evcil hayvanlar üzerinde yapılan gözlemler, yüksek düzeylerde verim sağlanabilmesi için, bu minimal değerlerin anlamlı ölçülerde yükseltilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koymuştur. Çeşitli türden hayvanlarda farklı fizyolojik durumlarına göre günlük vitamin ihtiyacı rasyona katılan besinsel öğelerdeki var olan vitamin yoğunluklarıyla kabaca saptanabilir. Ne var ki, çeşitli besin maddeleri ve yemlerde bulunan vitaminlerin farklı şekillerde değerlendirilmesi de günlük ihtiyacın hesaplanmasında ayrı bir sorun yaratır. Bitkisel besinlerdeki beta-karoten ve B2 vitamini bölümsel olarak değerlendirilir. Bu vitaminlerin bitkisel hücrelerin bazı bölüm ve dokularına kuvvetlice bağlandığı ve sindirim sistemindeki fermentlerin, belirtilen çeşitten vitaminleri tümüyle dokulardan ayıramadıkları kabul edilir. Öte yandan, doğal kaynaklı vitaminlerin ne oranda değerlendirilebildiği hususunu kesin rakamlarla değerlendirebilmek zordur.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında evcil hayvanların günlük vitamin ihtiyaçlarına ilişkin şu genellemeler yapılabilir. Hayvan türleri için saptanan ortalama minimal günlük ihtiyaç değerleri çok sayıda araştırma sonucuna dayanan rakamsal verilerdir. Bunlar, biyolojik değişmeler ve deneylerle ilgili hatalar yönünden sadece ortalama değerler olarak kabul edilirler. Bireysel değerler ise bu ortalamalardan büyük ölçüde ayrım gösterirler. Bu nedenle de, hayvanların vitamin ihtiyaçları karşılanırken öngörülen miktarlar, en olumsuz koşullar altında bile yetersizlik ortaya çıkmayacak şekilde güven payı eklentileriyle arttırılması gerekir. Vitaminler, diğer etkin öğeler kadar, yüksek zehirlenme riski yaratmazlar. Ancak, A ve D vitaminleri gibi bazı çeşitlerin günlük alım miktarları sürekli olarak günlük alım miktarının çok üstünde tutulursa, hipervitaminozis olarak adlandırılan zehirlenmelere sebep olabilirler.
Ayrı ayrı hayvan türleri için saptanan ortalama minimal günlük ihtiyaç değerleri, genel bir kural olarak “önerilen günlük rasyonlarda” bulunan vitamin içeriğinin yarısı ile beşte biri arasında kalır. ABD İlaç ve Gıda Örgütünce, bir dozaj formu içerisinde, günlük rasyonun içerdiği vitamin değerlerinin en fazla yarısına eşdeğer miktarda vitamin içeren spesiyaliteler, ilaç olarak değil, besin maddesi olarak kabul edilmektedir. Yine, bir dozaj formunda günlük rasyonda bulunabilen vitamin değerinin iki buçuk katından daha fazla vitamin içeren spesiyaliteler ilaç olarak değerlendirilmektedir. Belirtilen iki grubun arasında kalan değerler de vitamin tutan spesiyaliteler “besin katkı maddesi” olarak işlem görmektedir.
Normal Vitamin İhtiyacının Karşılanması:
Uygun seleksiyon ve yetiştirme, sağlıklı damızlık seçimi, periyodik aşı uygulaması, barınak ve çevre koşullarının iyileştirilmesi ile en uygun yem karışımlarının seçilerek düzenlenmesi sayesinde evcil hayvanların verimleri optimum düzeyde arttırılabilmiştir. Belirtilen boyutlarda hayvansal verimliliğin arttırılmasında vitaminlerin inkar edilemeyecek derecede büyük katkıları olduğu bir gerçektir. Kaldı ki, yüksek verime paralel bir şekilde besin tüketimi de artacağından, böyle durumlarda rasyonların polivitamin kombinasyonlarıyla desteklenmesi kaçınılmaz olur.